Arama motoru optimizasyonu (SEO), uzun yıllardır dijital dünyada görünür olmanın altın anahtarıydı. Ancak son bir yılda oyunun kuralları sessizce değişti. Artık sadece Google’ın klasik sıralamalarında üst sıralarda olmak yetmiyor. Kullanıcıların karşısına çıkan “yeni vitrin”, yapay zekâ destekli arama özetleri oldu.
Google’ın başlattığı bu dönüşümle birlikte, SEO’nun merkezine teknik detaylardan çok kullanıcı niyeti, sade anlatım ve doğrudan cevaplar yerleşti. Yani Google artık, bir web sayfasını değil, o sayfadaki düşünceyi, bilgiyi ve netliği ön plana çıkarıyor.
Geçmişte SEO çalışmaları büyük ölçüde şunlara odaklanıyordu:
Anahtar kelime yoğunluğu
Backlink sayısı
Site hızı ve mobil uyumluluk
Meta başlık ve açıklamalar
Bu unsurlar hâlâ önemli. Ancak artık bu temel taşlar, sadece bir başlangıç noktası. Google, içeriklerin gerçekten kullanıcıyı bilgilendirip bilgilendirmediğini, aramanın niyetine uygun cevap verip vermediğini ve hatta ne kadar sade anlatıldığını değerlendiriyor.
Yani klasik SEO teknikleri, kullanıcıyı “siteye getirme” konusunda işe yarasa da, “AI özetlerinde yer alma” gibi yeni fırsatlar için yeterli değil.
Google, özellikle bilgi odaklı aramalarda artık klasik “mavi bağlantılar” yerine, doğrudan cevap veren metin blokları sunuyor. Bu bloklar, çeşitli kaynaklardan (ve bazen sizin sitenizden) alınan verilerle oluşturuluyor ve arama sonucunun en üstünde yer alıyor.
Bu şu anlama geliyor:
Artık kullanıcıya ulaşmak için ilk sırada olmak bile yeterli değil. Eğer içerikleriniz, Google’ın yapay zekâ motorları tarafından “öz” ve “net” bulunmazsa, tüm sıralamalarda görünseniz bile kullanıcıya gösterilmeyebilirsiniz.
Peki bu yeni düzene nasıl uyum sağlanır?
Artık içeriklerin:
Sade bir dilde yazılmış,
Net başlıklarla yapılandırılmış,
Soru-cevap formatında bölümlenmiş,
Liste ve tablo gibi kolayca taranabilir öğeler içeren bir yapıda olması gerekiyor.
Bu tarz içerikler yalnızca ziyaretçi açısından değil, yapay zekâ motorları açısından da anlamlıdır. Çünkü yapay zekâ bir içerikte “ne anlatıldığını” değil, “kimin neye nasıl cevap verdiğini” algılar. Bu nedenle özellikle ürün tanıtımları, hizmet açıklamaları, bilgi makaleleri artık çok daha stratejik bir şekilde yazılmalı.
SEO uzmanı olmak, artık sadece “meta başlık optimize etmek” ya da “anahtar kelime dağılımı analiz etmek” demek değil. Gerçek bir uzman, arama niyeti analizi yapmalı, içerik üreticilerine rehberlik etmeli ve kullanıcıyı gerçekten bilgilendirecek bilgi mimarileri kurmalı.
Yani yeni dönemin SEO uzmanı; hem teknik bilen bir mühendis, hem sade anlatabilen bir yazar, hem de kullanıcı davranışlarını analiz edebilen bir stratejist olmak zorunda.
Çünkü bu dönüşüm sadece arama motorlarını değil, içerik tüketim alışkanlıklarımızı da değiştiriyor. Kullanıcı artık bir sayfa içinde gezinmek istemiyor, cevabı başta görmek istiyor. Google bunu mümkün kılmak için kendi özetini oluşturuyor. Bu özetin içinde yer almak içinse, sizin içeriğinizin onu “besleyebilecek” nitelikte olması gerekiyor.
İnternetin bilgiyle dolup taştığı bu çağda, kullanıcılar artık sadece “bilgi” değil, “özetlenmiş bilgi” istiyor. Google da bunu fark etti ve 2024 itibariyle yapay zekâ destekli özetler (AI Overviews, eski adıyla SGE) test aşamasından çıkıp belirli ülkelerde aktif hale geldi. Bu gelişme, SEO dünyasında yepyeni bir sayfa açtı.
CEVAP:
Google artık bazı aramalarda, web sitelerinden aldığı verileri birleştirerek kullanıcılara doğrudan cevap niteliğinde AI özetleri sunuyor. Bu özetler, sitenizin linkinden önce çıkabiliyor ve kullanıcıyı yönlendirme gücüne sahip.
CEVAP:
Yapay zekâ destekli özetlerde yer almak için içeriğinizi sorulu-cevaplı, net başlıklarla ayrılmış, kapsamlı ve güncel bir şekilde yapılandırmalısınız. İşte birkaç temel öneri:
İçeriğinizi “Sıkça Sorulan Sorular (SSS)” formatına göre yazın.
Başlıklarınızı H2 ve H3 etiketleriyle düzenleyin.
Cevapları kısa, doğrudan ve kaynaklı verin.
Paragraf uzunluklarını 3-4 cümle ile sınırlayın.
CEVAP:
Eskiden sadece anahtar kelime yoğunluğu, backlink ve sayfa hızı ön plandayken; artık içeriklerin anlam bütünlüğü, kapsayıcılığı ve kullanıcı niyetine (search intent) uygunluğu çok daha önemli.
Google, içerikleri şu sorularla değerlendiriyor:
Bu sayfa gerçekten bu sorunun cevabını veriyor mu?
İçerik uzman birinden mi geliyor?
Güncel mi, detaylı mı?
Kullanıcı memnuniyeti yaratıyor mu?
CEVAP:
Web sitelerinizde artık “makale yazar gibi” değil, “yardımcı olur gibi” içerik üretmelisiniz.
Hedef kitlenizin gerçekten neyi aradığını analiz edin ve o sorulara net cevaplar üretin.
Teknik SEO’yu ihmal etmeyin, ancak içerik kalitesine daha fazla ağırlık verin.
Yapay zekânın anlayabileceği netlikte yazın: sade dil, açık yapılar, listelemeler…
CEVAP:
İşte önerdiğim yeni nesil SEO içerik şablonu:
Başlık: Hedef kelime içermeli (örnek: "Bungalov Nedir? Kiralamadan Önce Bilmeniz Gerekenler")
Giriş: Kullanıcıya özet bilgi sunmalı
Sorulu Başlıklar (H2): Her biri spesifik bir arama niyetini hedeflemeli
Liste ve tablo kullanımı: Yapay zekâ bunları özetlemek için tercih ediyor
SSS Bölümü: AI özetlerinde çıkmak için birebir
Yapay zekâ artık Google’ın vitrinine çıktı. SEO uzmanları için bu, sadece sıralamalarda değil; artık "cevaplarda" da yer alma savaşı demek.
Kim daha doğru, daha sade, daha hedefli içerik üretirse, o kazanacak.
Unutmayın: “SEO artık sadece optimizasyon değil, iletişim sanatıdır.”